Ekonomi Büyüdü.... Mü?

Muhtemelen takip etmişsinizdir, 2010 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları açıklandı.


Buna göre; sabit fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, 2010 yılının ilk üç aylık döneminde, 2009 yılının aynı dönemine göre %11.7 oranında büyüme göstererek, 20.913 milyon TL'ye ulaştı. Bu oran, hemen hemen tüm çevreler tarafından memnuniyetle karşılanırken, yanılmıyorsam Çin'in ardından dünyanın en hızlı büyüme gösteren ülkesi de biz olduk.


Elbette bu gelişmeyi büyük bir heyecanla karşılanmalıdır. Özellikle "teğet" geçen krizin etkilerini üzerimizden, sanılanın aksine daha hızlı bir şekilde atmak, ülke olarak önümüzdeki günlere daha da bir umutla bakmamıza vesile olmaktadır.


Ancak;


Açıklanan verileri analiz edebilmek için ille de iktisat bilimci olmaya gerek yok. Kendimce, açıklanan verileri incelediğimde, ki benzer noktalara sınırlı sayıda köşe yazarı da değinmekte, işin aslı gerçekten böyle mi diye sormaktan kendimi alamadım ve bu yazının konusu olarak büyümeyi seçtim.


Öyle çok fazla gerilere değil, 2008 yılının ilk çeyreğine baktığımız zaman, GSYH rakamını, 24.446 milyon TL olarak görüyoruz. Aşağıdaki grafikte de görüleceği üzere, GSYH özellikle 2009 yılının ilk çeyreğinde, tarihinin belki de en büyük daralmasını yaşayarak, ki bu oran %14.5'dir (siyah kesik çizgiler), 20.913 milyon TL seviyesine gerilemiştir.

Grafik. GSYH - Büyüme Oranları

2009 yılında, yavaş yavaş yükselerek 25.699 milyon TL seviyesine gelen GSYH, 2010 yılının ilk üç aylık dönemini 23.350 milyon TL seviyesinden kapamıştır.


Şimdi şöyle bir düşünelim;


Tarihinin en büyük daralmalarından birini yaşayan ülkemizde, 2009 yılının ilk üç aylık büyüme rakamlarıyla, 2010 yılında gerçekleşen büyüme rakamlarını kıyaslamak ne derece doğru bir yaklaşımdır?


Kaldı ki, gelinen nokta aslına bakarsanız 2008 yılının ilk çeyreğinden hala %4.5 aşağıdadır.


Bununla birlikte, 2008 yılında yaklaşık 71.517.000 olan nüfusumuz, 2009 yılında 1 milyon kişi artarak 72.560.000 seviyelerine gelmiştir. Doğal olarak, kişi başına düşen GSYH, 2010 yılının ilk çeyreğinde, 2008 yılının gerisinde kalmaktadır.


Tüm bu veriler ışığında yeniden düşünelim: Sahiden ekonomimiz büyüyor mu?