7/10/2010

Gençler Ne İstiyor ? İK için Çıkarımlar

Son zamanlarda İK profesyonelleri, "Y Kuşağı"nın nasıl yönetileceği, şirket içindeki mevcut çalışanlara göre ne gibi farklı ihtiyaçlarının olduğu, İnsan Kaynakları sistemlerinin bu ihtiyaçlara nasıl çözüm olabileceği üzerinde yoğunlaşmaktadır.


Nesiller değiştikçe, insanların beklentileri, dünyaya bakış açıları, kendilerini ifade etme biçimleri, kullandıkları ya da kullanabildikleri araçlar, sistemler de hızlı bir şekilde değişim göstermektedir. 


Bunun en gerçekçi örneğini kendimden verebilirim: 1996, üniversite yıllarında, internet furyası ülkemizde yeni yeni başlamıştı. Ben de, eşimle birlikte, sanırım araştıracağımız bir konu vardı, elimizdeki kağıtta bir web adresi ile doğruca bir internet kafeye gidip bilgisayarın başına oturmuştuk. Hiç unutmuyorum, program Netscape Communicator idi, hala kullanılıyor mu bilemiyorum, kullanılıyorsa da pek popüler olmadığı kesin. Adres çubuğuna ilgili linki yazıp beklemeye başlamıştık. Aradan bir-iki dakika geçmişti ki ben görevliye, girdiğimiz linkin açılmadığını söyledim, arkadaş da bana "enter tuşuna bastın mı abi" diye cevap vermişti, biraz bozulmuştum açıkçası, meğer linke sadece bir "enter" tuşu kadar uzakmışız ve sormasam herhalde on dakika daha bekleyip, "bilgisayar çalışmıyor" bahanesiyle oradan kalkacaktık. Yaşımız 19... 


Bugün 5 yaşındaki oğlum, bilgisayarı açıp, sık kullanılanlar sekmesindeki kendine ait linkleri açabiliyor, internet üzerinden istediği oyunu oynayabiliyor.


Şurası bir gerçek ki, Y kuşağına şu anda odaklanıldığı gibi, ileride de, yani bundan 20 yıl sonrasında, bambaşka kuşaklar ve bambaşka özellikleri analiz ediyor olacağız.


Şimdilik bu yazının amacına yönelik, Y Kuşağı ile sınırlı kalalım.


İki tane araştırmanın temel sonuçlarını sizlerle paylaşmak ve İnsan Kaynakları profesyonelleri olarak nelerin bizi beklediğini ve nelerin yapılabileceği üzerinde yazımı oluşturmak istedim.


Araştırmalardan ilki, Eğitişim Kariyer Enstitüsü tarafından, Youth Media'ya yaptırılan 21-31 yaş arasındaki 3.035 gencin online olarak yanıtladığı "Gençler Ne Düşünüyor?" başlığını taşıyor. Bu araştırmadan çıkan özet bilgileri sıralarsak;

  1. Türkiye'deki gençlerin %46'sı başka bir ülkede yaşamak istiyor.
  2. Başka bir ülkede yaşamak istediğini söyleyen gençlerin tercih ettikleri ülkeler; ABD, İngiltere, İtalya, İspanya, İsveç, Kanada, Fransa, Avustralya ve Almanya olarak sıralanmakta.
  3. Gençlerin %16'sı Finans, %15 Pazarlama ve %14'ü İnsan Kaynakları alanlarında kariyer yapmak istiyorlar.
  4. Sosyal medyayı yoğun olarak kullanan gençlerin yalnızca % 8’i “‘Sanal ortam ve sosyal medya’yı sosyal olabilmek için tercih ettiğini” belirtiyor. 
  5. % 40 ile büyük çoğunluğun tercihi okul, kurs, dershane ve öğrenci kulüpleri gibi ‘gerçek’ ortamlardan yana.
  6.  Anketi yanıtlayan gençlerin % 82;si  ''İnternetsiz bir dünya düşünebiliyor musunuz?'' sorusuna ''kesinlikle hayır'' yanıtını verdi. ''En çok hangisinin eksikliğini hissederdiniz?'' sorusunda sunulan seçeneklerden ''Google'' % 42 ile en yüksek oranda işaretlenen seçenek oldu.
  7. Gençlerin %40'ının 2 ekranı, % 37'sinin de 3 ekranı açık. Bu da gençlerin aynı anda hem dizi izleyip hem facebook hesaplarını kontrol ettiklerini hem de cep telefonlarından mesaj yazdıklarını gösteriyor. Hatta bazı gençler iki telefon sahibi olduğundan aynı anda 4 ekranı açık olabiliyor.
  8. Gençlere ''Elinize ekstradan 1.000 lira geçse bununla ne yapardınız?'' diye sorulduğunda, % 47'si ''Kariyerim için eğitim alırdım'' yanıtını verdi. % 24'le ikinci tercih edilen seçenek, ele geçen ekstra 1.000 lira ile ''borç ödeme ya da bankaya yatırma'' oldu.
Üzerinde durmak istediğim bir diğer araştırma da, 2008 yılında yayınlanmış olmasına rağmen bence sonuçlarının geçerliliği açısından önemli bir çalışma: PWC, Yarının İşgünü Yönetmek (Managing tomorrow's people). 44 ülkeden (Türkiye dahil), yaklaşık 4.200 yeni mezunun yanıtladığı anket sonuçlarına göre;
  1. %80'i uluslararası görevlendirmelerde yer almak istiyor , Türkiye'nin oranı %90
  2. Yurtdışı görevlendirmelerde tercih edilen ülkeler; ABD, Avustralya, Fransa ve Çin olarak sıralanıyor.
  3. Gençlerin %70'i ikinci bir lisanı (İngilizce) iş ortamında kullanmayı bekliyor. Özellikle İngilizce'nin anadil olmadığı ülkelerde bu oran, ortalamanın bayağı üzerinde gözüküyor; Rusya'da %97, Türkiye %95. 
  4. %86 oranında, yeni mezunlar, çalışmayı düşündükleri şirketin, sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk değerlerine sahip çıkmasını bekliyor.
  5. Katılımcıların %85'i bir sosyal paylaşım ağına üye,
  6. Mezunların %75'i 2-5 arasında iş değiştirebileceğini belirtiyor. Sadece %7'si 10 ya da daha fazla iş değiştireceğini tahmin ediyor. Türkiye ve İspanya, sadece 2-5 arasında işveren değiştireceğini düşünenlerin oranının en yüksek olduğu ülkeler.
  7. % 30 oranında, işverenlerden farklı rol ve sorumluluk beklentisindeler, mobiliteye açıklar.
  8. Araştırmanın ilgi çekici bir diğer bulgusu; önümüzdeki 5 yıl içerisinde, katılımcıların üçte birinin eğitim ve geliştirme olanaklarını, nakit primlerin yerine, en önemli yan hak olarak değerlendirecek olması. Eğitim ve geliştirmeyi birinci seçenek olarak belirleyen kişilerin %98'i de koçluk ve mentorluk sistemlerini kendi kişisel gelişimleri için önemli olduklarını belirtmişler.

Bu iki araştırmanın daha detay bulgularını internet sitelerinden ulaşmak mümkün. Peki bu sonuçlar bizi nereye götürüyor?


İK olarak neler yapabiliriz? Gündemimizde neler olmalı?


Öncelikle, daha mobil, hareket edebilirlik seviyesi çok daha yüksek bir nesil ile karşı karşıyayız. Bundan sonraki nesiller de bu özelliği taşıyacaktır. Dolayısıyla, özellikle uluslararası yatırımları olan şirketler, ülkeler arası görevlendirme sistematiklerini gözden geçirmek durumundalar. Artık, uzun süreli uluslararası görevlendirmeler, yerini daha kısa süreli, bir yılı aşmayan, gelişim odaklı görevlere bırakmaktadırlar. Gençler, farklı rol ve sorumluluklar edinmek istiyor.


Özellikle kişisel gelişim hiçbir zaman olmadığı kadar ön plana çıkıyor. Sadece yönetim, beceri geliştirme eğitimleri, ya da sınıf içi eğitimler değil, birebir ilişki içerisinde bulunularak, deneyim aktarımının sağlandığı koçluk, mentorluk süreçleri, İnsan Kaynakları sistemlerinin ayrılmaz bir parçası olmaktadırlar. 


İnsan Kaynakları sistemlerinin, geliştirme araçlarının paylaşıldığı bir web sitesinin varlığı, şirket imajının doğru algılanması açısından çok faydalı olacaktır. Yeni mezunların, ilana başvurup cv gönderebilecekleri, şirket içerisinde kendilerini nasıl bir ortamın beklediğinin anlatıldığı, şeffaf, dürüst ve altyapı olarak sorunsuz çalışan bir sosyal ağın yaratılması da, yine atılacak önemli adımlardan bir tanesi olacaktır.

















Hiç yorum yok: