Raporun bana göre özü şu: Genç nüfus sayısı gelişmiş ülkelerin oldukça üzerinde seyretmekte. Ancak, bu gençlerimizi yeterli derecede eğitemedikten, iş ve gelişim imkanları sunamadıktan sonra, sayıların ne önemi var...
Şimdi isterseniz; gazetelerde de yer alan bu önemli ve bir o kadar da moral bozucu sonuçları içeren raporun satırbaşlarını aşağıda inceleyelim:
- 52 milyon 503 bin kişi olan çalışma çağındaki nüfusun 11 milyon 547 binini 15-24 yaşları arasındaki gençler oluşturuyor. Gençlerin 5 milyon 642 bini erkek, 5 milyon 905 bini kız. 11 milyon 547 bin gencin 3 milyon 732 bini (yüzde 32,3) çalışma hayatı içinde yer alırken, 3 milyon 911 bini öğrenimine devam ediyor. 3 milyon 904 bin genç ise ne eğitimde ne de üretimde yer alıyor. Diğer bir ifadeyle her 100 gencin 34'ü atıl durumda bulunuyor.
- Çalışan 3 milyon 732 bin gencin dörtte birinden fazlası (961 bin) "ücretsiz aile işçisi" durumunda. Bir gelir elde etmeden ve sosyal güvenceye sahip olmadan çalışır gözüken bu gençler, atıllık oranını perdeliyor. Ücretsiz aile işçisi olan gençler istihdam içinde değerlendirilmediğinde atıllık oranı yüzde 34'den yüzde 42'ye çıkıyor.
- Atıllık oranı kızlarda daha da yüksek. Her 100 erkekten 21'i üretim ve eğitimde yer almazken, bu sayı kızlarda 47'ye yükseliyor. 5 milyon 905 bin genç kızın 1 milyon 317 bini çalışırken, 1 milyon 842 bini eğitimine devam ediyor. Atıl genç kızların sayısı ise 2 milyon 746 bin. Atıl gençlerin yüzde 70'ini kızlar oluşuyor.
- Genç kızların atıllık oranı toplamda erkeklerin 26 puan üzerinde seyrederken, en büyük fark "lise altı" eğitimli gençlerde kendini gösteriyor. 3 milyon 666 bin "lise altı" eğitimli genç erkeğin 635 bini çalışma ve eğitim alanında yer almazken, atıllık oranı yüzde 17,3 oluyor. 3 milyon 800 bin "lise altı" eğitimli genç kızın 1 milyon 732 bini ne çalışıyor ne de eğitimine devam ediyor ve atıllık oranı yüzde 45,6'ı buluyor.
- Genç nüfusta en yüksek atıllık oranı yüzde 53 ile Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt illerinden oluşan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görülüyor. Bölgedeki 1 milyon 426 bin genç nüfusun 305 bini çalışırken, 364 bini de eğitimine devam ediyor. 757 bin genç ise ne üretimde ne de eğimde yer alıyor.
- Rapora göre, Türkiye'de 384 bin genç ( yüzde 3.3) okur-yazar bile değil. 1 milyon 114 bin genç de (yüzde 9.6) sadece okuma-yazma biliyor. 6 milyon 353 bin genç (yüzde 55) ilköğretim seviyesinde bir okuldan mezun iken 3 milyon (yüzde 26) genç ise lise ve dengi okul mezunu.
- Genç nüfus içinde üniversite mezunu olanların sayısı ise çok düşük. 11 milyon 547 bin gençten 691 bini (yüzde 6) üniversite mezunu. Bu gençlerin 387 bini kız, 303 bini de erkek. Lise ve dengi okul mezunlarının aksine, üniversite mezunu gençlerin çoğunluğunu kızlar oluşturuyor.
- Genç nüfusunu büyük ölçüde atıl bırakan Türkiye, az sayıdaki yüksek eğitimli gencinden de yeterince yararlanamıyor. Atıllık oranı yüksek eğitimli gençlerde lise ve dengi okul mezunlarının üzerine çıkıyor. 691 bin üniversite mezunu gencin 333 bini bir işte çalışırken, 83 bini yüksek lisans veya öğrenimlerini destekleyecek dil ve diğer özel kurslar şeklinde eğitimlerine devam ediyor. 275 bin üniversite mezunu genç ise ne iş ne de eğitim alanında kendine bir yer bulabiliyor. Diğer bir ifadeyle üniversite mezunu gençlerin yüzde 40'ı "atıl" durumda bulunuyor. Bu oran lise altı ve lise mezunlarında yüzde 32, okuma-yazma bilmeyen gençlerde ise yüzde 81.
- 2010 Haziran ayı itibariyle atıl gençlerin sadece yüzde 23'ü iş arıyor. 3 milyon 904 bin atıl gencin 882 bini işsiz. Atıl gençlerin yüzde 16'sını oluşturan 621 bin genç ümitsizlik veya diğer nedenlerle, çalışmak istediği halde iş aramıyor. Gençlerde işsizlik oranı 19.1 olurken, iş aramayanlar da dahil edildiğinde gerçek işsizlik oranı yüzde 28.7'ye fırlıyor.
- Tüm eğitim seviyeleri içinde en yüksek işsizlik oranı yüzde 29 ile yüksek eğitimli gençlerde yaşanıyor. 691 bin üniversite mezunu gencin 275 bini atıl iken, atıl yüksek eğitimli gençlerin yarısı (136 bin) iş arıyor. 14 bin genç iş bulmaktan ümidini kesip tamamen pes ederken, 53 bini de çalışmak istediği halde iş aramaya cesaret edemiyor. İşsizlik rakamlarına iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar da dahil edildiğinde üniversite mezunu gençlerde geniş anlamda işsiz sayısı 203 bine çıkarken, işsizlik oranı da yüzde 37.9'a yükseliyor. Okuma-yazma bilmeyen gençlerde yüzde 13.9 olan işsizlik oranı, lise altı eğitimlilerde yüzde 15.9, lise ve dengi okul mezunlarında ise yüzde 22.8.
- Eğitimin en önemli katkılarından biri yüksek eğitimli gençlerin, akranlarına göre daha çok kayıtlı işlerde çalışmasını sağlaması oluyor. 15-24 yaş grubunda çalışanların yüzde 60'ı sosyal güvenceden yoksun. Bu oran daha çok büyük işletmelerde çalışmaları nedeniyle yüksek eğitimlilerde yüzde 22'ye geriliyor. Türkiye genelinde tarım sektörü hala istihdamdaki ağırlığını koruyor. Gençlerin yüzde 25'i tarımda çalışırken, bu oran yüksek eğitimlilerde yüzde 4'e geriliyor. Yüksek eğitimli gençlerin en çok tercih ettiği sektör yüzde 56 ile hizmetler sektörü olurken, ikinci sırada yüzde 21 ile ticaret yer alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder